Geçtiğimiz sene Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. kuruluş yıldönümüydü. Bu sene de Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunun 700. yıldönümü. İkisinin üst üste gelmesi Anadolu'daki geçmişimizi şöyle bir inceleme fırsatı verdi bize. Bir de bugüne kadar tarihimizi yaşatmak için çaba gösterip hak ettiği ilgiyi görememiş olanları farketmemizi sağladı. Fabrikası Gebze'de bulunan Bericap, Türkiye'nin en önemli kapak üreticilerinden biri. Yabancı menşeili bir şirket olan Bericap'ın Türk ortağı Oğuz Aydemir'in (d. 1950) ilk bakışta Türkiye'deki küçüklü büyüklü on binlerce şirket yöneticisinden pek bir farkı yok. Onu ayıran nokta tarihe olan ilgisizliğimize karşı gösterdiği sessiz tepki. "Kendimi bildim bileli tarihle ilgilenirim. Koleksiyon amaçlı olarak birkaç parça alarak bu işe dahil oldum," diyor. İlk olarak II. Abdülhamit'in bir fermanını almış. Yıllar sonra büyük bir şirketin başına geçmiş ama tarih merakından hiçbir şey kaybetmemiş. Halen odasında onlarca tablo, ferman, resim bulunuyor. Şirketinin tarih için yaptığı çalışmaları "Son yıllarda adından sıkça söz edilen Toplam Kalite Yönetimi ilkesi çerçevesinde müşterilerini ve çalışanlarını memnun etmenin yanı sıra kurumsal sosyal sorumluluklarını da yerine getirmeniz lazım. Biz de tarihi açıdan çok zengin olan bu yöreye böyle hizmet edelim istedik," diye açıklıyor. Aydemir'in tepkisi sessiz ama bunu pasiflikle karıştırmamak lazım. Eskihisar'da birçok resim yapan Osman Hamdi Bey adına bir müze açmak, Eskihisar Kalesi'nin restorasyonunu tamamlayıp içine bir amfitiyatro inşa etmek gibi önemli icraatlarda bulunmuş. Şimdi sıra Yahya Kaptan'a gelmiş. Yahya Kaptan Gebze yöresinin çok tanınan bir Kurtuluş Savaşı kahramanı. Kısaca hayat hikayesi şöyle: 1891 yılında, bugün Sırbistan sınırları içinde kalan Köprülü'de doğmuş. Balkan Savaşı'nda (1912 - 1913) Bulgar komitacılara karşı savaşmış ve Osmanlı'ya bilgi sızdırmış. Esir düşen Türklerin kurtarılması amacıyla Köprülü'de bir baskın düzenlemiş (1913). I. Dünya Savaşı sırasında Teşkilatı Mahsusa adlı gizli örgüte katılmış. Gerilla savaşlarında yer almış ve başarılı sabotajlar düzenlemiş. Erzurum Kongresi (23 Temmuz 1919) sırasında Mustafa Kemal'e bir telgraf çekerek emrinde olduğunu bildirmiş. İngilizlerin kontrolünde bulunan Bekirağa Bölüğü'ne (İstanbul) baskın yaparak yüksek rütbeli kumandanların kurtarılmasını sağlamış. 9 Ocak 1920'de İstanbul Hükümeti yanlısı Kuvayı İnzibatiye adlı örgüt tarafından Tavşancıl'da öldürülmüş. Aydemir şimdi Tavşancıl'a Yahya Kaptan'ın bir heykelini diktiriyor. 2.5 metre boyundaki heykel Emre Başoğlu'nun eseri. Bir aksilik olmadığı takdirde bu ayın sonunda açılacak. Böylece Atatürk'ün, Nutuk'ta da geniş yer ayırdığı Yahya Kaptan hakkındaki arzusu nihayet gerçekleşmiş olacak. Çünkü bir Gebze ziyareti sırasında halkın, kendisinin heykelini dikmek istediklerini söylemesi üzerine Atatürk şöyle yanıt vermiş: "Siz önce Yahya Kaptan'ın heykelini dikin de beni onun açılma merasimine davet edin."
Nutuk'ta Yahya Kaptan Atatürk, Nutuk'ta Yahya Kaptan'dan övgüyle bahsediyor ve onun İzmit bölgesindeki karışıklıkları engelleyen gerçek bir yurtsever olduğunu söylüyor. Ona, bulunduğu bölgede güçlü bir birlik kurmasını emreden Atatürk sözlerinin devamını şöyle getiriyor: "Yahya Kaptan aldığı buyruk üzerine birliği kurdu. Aylarca İstanbul ile ilişkisi olan çevrelerde hayın düşman çetelerinin iş görmelerine engel oldu. En sonunda, İstanbul Hükümeti'nce bir oyuna getirilerek alçakça şehit edildi. Ne yazık ki, İstanbul'daki örgütümüzün ileri gelenleri Yahya Kaptan için planlanan kirli oyunları zamanında göremediler. Onu gerektiği şekilde koruyamadılar. Yahya Kaptan'ın şehit edilmesi olayında İstanbul Hükümeti kadar bizim örgütümüzün de suçu vardır."